-A-
|
Acun: Kâinat, dünya, gök bilimi, uzay, bir
bütün halinde evren.
|
Açık Havza: Bir akarsuyun
sularını denize boşalttığı bölge, yatak.
|
Açısal Hız: Dairesel hareket
yapan Dünya üzerindeki bir noktanın birim zamanda oluşturduğu dönüş açısıdır.
Açısal hız, dünya üzerindeki her noktada aynıdır.
|
Ada: Deniz ve göllerde her yönden sularla
kuşatılmış kara parçaları.
|
Afel: Yıl içinde Dünya Güneşe bazen yaklaşır,
bazen de uzaklaşır. En uzak olduğu tarih 4 Temmuzdur. Bu noktaya Afel (günöte) denir.
|
Ağaç: Meyve verebilen, gövdesi odun veya
Kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki formasyonu.
|
Ağıl: Koyun, keçi vb. hayvanların barındığı
etrafı çevrili üstü açık (yarı kapalı da olabilen) korunak.
|
Ahır: Evcil büyükbaş hayvanların (sığır, manda,
at, eşek)barındırıldığı kapalı yer.
|
Akarsu : Belirli bir kaynaktan doğan,
yağmur ve kar suları ile beslenen ve arazinin eğimine göre akıp giden sulara
akarsu denir.
|
Akım (Debi): Akarsuyun herhangi
bir kesitinden birim zamanda geçen su miktarına (m3) akım veya debi denir.
|
Alizeler: 30° enlemlerinden Ekvator’a doğru
esen rüzgarlardır. Dünya’nın ekseni çevresindeki hareketi nedeniyle sapmaya
uğrayarak, Kuzey Yarım Küre’de kuzeydoğudan, Güney Yarım Küre’de güneydoğudan
eserler.
|
Alüvyon: Akarsular tarafından taşınan kil,
kum, çakıl gibi kütle parçalarının, suyun akış hızının azalması sonucu
elverişli yerlere birikmesiyle meydana gelen tortulardır.
|
Anakara: Denizlerle kuşatılmış büyük kara
parçalarıdır. (Afrika, Amerika, Avrupa, Asya, Antartika, Avustralya)
|
Andezit: Eflatun, mor, pembemsi renkli dış
püskürük bir taştır.
|
Anemometre:
Rüzgar ölçer.
|
Antiklinal: Tortul kayaların
yan basınca uğrayarak oluşturduğu kemer yapısının kubbe taraflarıdır.
|
Ardel: Bir limanın ya da bir yerleşme
merkezinin işlevsel etki alanıdır.
|
Artezyen Kuyu: Basınçlı yeraltı
sularıdır. İki geçirimsiz tabaka arasındaki geçirimli tabaka içinde bulunan
sulardır. Tekne biçimli ovalar ve vadi tabanlarında bu tür sular
bulunmaktadır.
|
Aşınma: Yerkabuğunu oluşturan kayaların
akarsular, buzullar, rüzgarlar, dalgalar gibi dış güçlerin etkisiyle
yıpranması, parçalanması.
|
Atmosfer : Dünya’yı çepeçevre
saran gaz örtüsüne atmosfer denir.
|
Ay:
Dünya'nın tek doğal uydusudur. Güneş Sistemi içinde beşinci büyük doğal
uydudur.
|
-B-
|
Bağıl Nem
: Hava her zaman taşıyabileceği kadar nem yüklenmez. Genellikle
havadaki su buharı miktarıyla doyma miktarı arasında bir fark bulunur. Bu
farka doyma açığı (nem açığı) denir.
|
Balçık: İçinde çeşitli organik özdekler
bulunan daha çok killi, koyu, yapışkan çamur, mil
|
Bankiz : Kutup çevresindeki denizlerde,
suyun donması ile oluşan buz kütleleridir.
|
Baraj: Eski zamanlardan beri insanlığın
su ihtiyacını karşılamak ve tarımsal alanların sulanması amacıyla inşaa
edilen su yapılarıdır.
|
Barograf : Basıncı sürekli kaydeden ve
yazıcı ucu bulunan bir tür madeni barometredir.
|
Barometre: Basınç ölçer.
|
Basınç: Bir yüzey üzerine etkide bulunan
dik kuvvetin, birim alana düşen miktarı. Katı, sıvı ve gazlar ağırlıkları
nedeniyle bulundukları yüzeye bir kuvvet uygularlar.
|
Bataklık: Tümüyle sulak toprak bitkileriyle
kaplanmış, çok sığ, durgun ya da çok yavaş akışlı sular altında kalmış
balçıklı alan.
|
Bazalt : Koyu gri ve siyah renklerde olan
dış püskürük bir taştır. Mineralleri ince taneli olduğu için ancak
mikroskopla görülebilir. Bazalt demir
içerir. Bu nedenle ağır bir taştır.
|
Belde: Çoğu büyük köy, bir bölümü de
küçük kasaba olan yerleşim yeri.
|
Birikinti: Akarsuların,
rüzgarların, dalgalar, ve deniz akımların az veya çok uzaklardan alıp gücünün
yetmediği yerlere yığdığı katı maddeler.
|
Bitki: Fotosentez yapan, ökaryotik,
ağaçlar, çiçekler, otlar, eğreltiotları, yosunlar ve benzeri organizmaları
içinde bulunduran çok büyük bir canlılar alemidir.
|
Biyocoğrafya: Canlı varlıkların
doğal çevre ile olan ilişki ve bağlantılarını, dağılışlarını, oluşturdukları
toplulukları ve yaşam koşullarını araştıran coğrafya bilim dalı.
|
Biyoklimatoloji: İklimin canlı
varlıklar ve bu arada insan üzerindeki etkilerini araştıran klimatoloji
dalıdır.
|
Biyosfer: Canlı varlıkların yaşadığı yerleri
kapsayan yeryüzüdür.
|
Boğaz: İki denizi veya iki deniz bölümünü
birbirine bağlayan dağlar arasında açılmış yarma vadi.
|
Bora: Yugoslavya’nın iç kesimlerinden
Adriyatik Denizi kıyılarına esen soğuk rüzgarlardır.
|
Boylam : Dünya üzerindeki herhangi bir
noktanın başlangıç meridyenine olan uzaklığının açısal değeridir.
|
Boyun: Sıradağlar veya tepeler üzerinde,
geçişi kolaylaştıran alçak yerler.
|
Bozkır: İlkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz
kuraklığı ile sararan kısa boylu otlardır. Bunlara step ya da bozkır denir.
|
Bölge: Yeryüzü şekilleri, iklimi, bitki
örtüsünü, sosyal ve ekonomik yaşam biçimleri bakımından bir birlik oluşturan,
bu özellikleri ile çevresinden ayrılan yeryüzü bölümüdür.
|
Buharlaşma: Atmosferdeki
nemin kaynağı yeryüzündeki su kütleleridir. Sıcaklık arttıkça, havadaki nem
açığı arttıkça, su yüzeyi genişledikçe, rüzgar estikçe, basınç azaldıkça,
buharlaşma artar.
|
Bulut: Serbest bir hava kütlesinde
toplanmış, gözle görülebilir, su damlacıkları, buz kristalleri veya her
ikisinin karışımı.
|
Buz: 0 derecede donan suyun katı halidir.
|
Buz Dağı: Kuzey ve Güney Kutbu denizlerinde
bulunan büyük buz kütlesidir. Devamlı soğuk olan bölgelerde karın üst üste
yığılması, kardan bir dağ ve sonra da bir buz katmanı teşekkül ettirir. Bu
katman zamanla kıyıya doğru kayar ve denizde parçalanır. Böylece muazzam buz
dağları meydana gelir.
|
Buzul Gölleri : Buzullaşma
döneminde buzulların aşındırmasıyla oluşan çanaklardaki göllerdir.
|
Büyükayı: Gök küresinin kuzey kutbu
çevresindeki takım yıldızlardan
biridir.
|
-C-
|
Coğrafya: İnsanlar ve yer (mekân) ile bunlar
arasındaki ilişkiyi inceleyen bir bilimdir. Yer ve insanlar arasındaki
ilişkiler coğrafyanın konusunu oluşturur.
|
Coğrafi
Bölge:
Taşıdığı belirli Coğrafi özellikleri ile çevresinden ayrılan, kendi içinde
benzerlik gösteren en geniş coğrafi birimdir. Coğrafi bölgelerin sınırları
belirlenirken doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler temel alınır.
|
Coğrafi Bölüm : Bir coğrafi bölge
içinde doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler bakımından farklılık
gösteren küçük birimlerdir.
|
Coğrafi Konum : Yeryüzündeki
herhangi bir alanın bulunduğu yere, o alanın coğrafi konumu denir. Coğrafi
konum, matematik konum ve özel konum olarak iki şekilde ifade edilir.
|
-Ç-
|
Çağlayan: Küçük bir akarsuyun çok yüksek
olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer, küçük şelale.
|
Çakıltaşı (Konglomera) : Genelde yuvarlak
akarsu çakıllarının doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu
oluşur.
|
Çalı: Odunlaşmış ince gövdeli, çoğunca
birden çok gövdeli, yapraklı, yerine göre dikenli bitki. Çalının özelliği, ya
belli bir ana gövdenin bulunmayışı, ya da toprak yüzünün hemen üstünde ince
dallara ayrılışıdır.
|
Çakmaktaşı (Silex) : Denizlerde eriyik
halde bulunan silisyum dioksitin (SİO2) çökelmesi ile oluşan taştır.
Kahverengi, gri, beyaz, siyah renkleri bulunur. Çok sert olması ve düzgün yüzeyler halinde
kırılması nedeniyle ilkel insanlar tarafından alet yapımında kullanılmıştır.
|
Çay : Derelerin birleşmesiyle oluşan
akarsulara çay denir.
|
Çayır: Tarım bakımından, çayır ve benzeri
ot bitkilerinin yetiştiği, biçildiği bir çeşit otluk, Çayırın otlaktan
ayrılığı, çayır bitkilerinin çok yer tutması bunların biçilebilme değeri
göstermesidir.
|
Çekirdek: Dünya'nın yoğunluk ve ağırlık
bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümüdür.
|
Çığ : Büyük kar yığınlarının yamaç
boyunca hareket etmesine çığ denir.
|
Çiy:
Havanın açık ve durgun olduğu gecelerde, havadaki su buharının soğuk
cisimler üzerinde su damlacıkları biçiminde yoğunlaşmasıdır. İlkbahar ve yaz
aylarında görülür.
|
Çizgisel Hız : Dairesel hareket yapan Yerküre üzerindeki
bir noktanın birim zamanda eksen üzerindeki yer değiştirme hızıdır. Çizgisel
hız, dünyanın küreselliği nedeniyle Ekvator'da en fazladır, kutuplara doğru
azalır.
|
Çöküntü: Jeolojik bir olay sonucunda oluşan
çukurluktur.
|
Çökme
Dolini : Yeraltında bulunan mağara sistemlerinin tavanlarının incelerek
çökmesi ile oluşan karstik şekillerdir.
|
Çöl: Bitki örtüsünün hiç bulunmadığı, ya da çok
seyrek cılız olduğu çok kurak yerler. Yıllarca yağmur düşmediği görülür.
Çölde buharlaşma yağıştan çoktur. Gece ile gündüz arasındaki sıcaklık
ayrılığı pek büyüktür.
|
-D-
|
Dağ: Çevresindeki karasal alanlardan daha
yüksek olan kara kütlelerine verilen addır. "Dağlık" sıfatı,
dağlarla ilişkili ve kaplı alanları tanımlamak için kullanılır.
|
Dağ eteği ovası: Dağ eteğinde,
eğimin azaldığı yerlerde meydana gelen birikinti konileri ve birikinti
yelpazelerinin zamanla yanlara doğru büyüyerek birleşmeleri sonucu oluşan
ovalardır.
|
Dalga: Rüzgarların etkisiyle deniz ve göl
yüzeylerinde meydana gelen salınımlardır.
|
Dalmaçya kıyı tipi: Kıyıya paralel
uzanmış dağların çukur kısımlarının deniz suları altında kalmasıyla oluşan
kıyı tipidir. Dağların yüksek kısımları kıyıda adaları oluşturur.
|
Dalyan: Deniz kıyılarında balık üretmek için
yapılmış yerleşmelerdir.
|
Dam: Daha çok hayvan yetiştirilen geçici yerleşmelerdir.
|
Debi: Daha çok hayvan yetiştirilen geçici
yerleşmelerdir.
|
Delta: Akarsuyun aşağı bölümünde görülen,
suların oraya kadar taşıyıp getirebildiği çakıl, kum, toprak, organik
kalıntılar vb. katı maddelerin birikmesiyle oluşan ve denize doğru ilerleyen
yeni kara kesimidir.
|
Denge profili: Akarsuların derine
aşındırmasıyla yatak eğimi gittikçe azalır. Zamanla akarsuyun akış hızı
azalarak hemen hemen sona erer. Bu duruma erişmiş bir akarsu yatağında
başlangıçtaki pürüzler ortadan kaldırılmış olur. Akarsu ağzından kaynağına
doğru uzanan profil iç bükey bir görünüm alır ki buna denge profili denir.
|
Deniz: Bir okyanus ile bağı olan ve büyük
bir alanı kaplayan ve genellikle tuzlu olan su birikintisidir. Terim
genellikle okyanus terimi yerine de kullanılır.
|
Deprem : Yerkabuğunun derinliklerinde doğal
nedenlerle oluşan salınım ve titreşim hareketleridir. Yeryüzünün belirli
yerlerinde sıklıkla deprem görülür. Buralara deprem kuşakları denir.
|
Dere : Suyu az, boyu kısa olan akarsulara
dere denir.
|
Diyorit :
Birbirinden gözle kolayca ayrılabilen açık ve koyu renkli
minerallerden oluşan iç püskürük bir taştır.
|
Doğal bitki örtüsü : İklim şartlarına
göre, kendiliğinden yetişen bitkilerin oluşturduğu örtüye doğal bitki örtüsü
denir.
|
Dolin: Kireçtaşından oluşan sahalarda erime
suretiyle oluşmuş, huni ve tava şeklinde birkaç metre derinlikte, birkaç
metre veya birkaç 10 metre boyundaki çukur sahalardır.
|
Dolu: Bulutlardaki su damlacıklarının,
bulut içinde aniden yükselerek - °C'lerde donmasıyla oluşan buz parçalarına
dolu denir.
|
Don olayı: Havanın açık ve
durgun olduğu kış gecelerinde aşırı ısınma nedeniyle toprak donar. Don olayı
tarımsal üretime büyük ölçüde zarar verir. Karasal bölgelerde don olayı sık
görülür.
|
Dönence: Gök ekvatorunun 23° 27' kuzey ve
güneyinden geçen paralel (enlem) daireleridir. Ekvatorun kuzeyinden geçen bu
enleme yengeç, güneyinden geçene ise oğlak dönencesi denir.
|
Doruk: Bir dağın ya da tepenin en yüksek
noktasıdır.
|
Doruk Çizgisi: En yüksek
tepeleri birleştiren çizgi. Akarsu havzalarında akarsu havzalarını birbirinden
ayıran yüksek noktalardan geçen çizgiye "su bölümü çizgisi"
denmektedir.
|
Drenaj: Suyun akıtılması, kurutulması.
|
Düden: Karstik alanlarda derine doğru inen
suyun yutulduğu oluk.
|
Dünya: Güneş Sistemi'nin 9 gezegeninden
biridir ve Güneş'e olan uzaklığı bakımından 3. Sırada bulunur.
|
Eğim: İki nokta arasıdaki yatay
mesafenin, yukselti farkına oranı. Belirli bir yatay uzaklıkta bulunan iki
nokta arasındaki yükseklik ayrılığı.
|
Ekinoks: Yıl içinde gece ile gündüzün eşit
olduğu zaman. Bu zamanda Güneş ışınları ekvatora dik gelmektedir. 21 Mart-23
Eylül günleri.
|
Ekliptik: Dünya'nın yörüngesinden geçtiği
varsayılan düzleme Ekliptik veya Yörünge Düzlemi denir.
|
Eksen: Bir bütün olarak yerin değil,
üzerinde ve içinde bulunan her noktasının çevresinde dolandığı sanal
doğrudur.
|
Ekoloji: Canlı ile ortam arasındaki
ilişkileri inceleyen bilimdir. İnsan ekolojisi, hayvan ekolojisi, bitki
ekolojisi gibi.
|
Ekvator: Kuzey ve güney yarımküreleri
birbirinden ayıran hayalî dairesel hattır.
|
Ekzosfer: Atmosferin en üst tabakasıdır.
|
Enlem: Enlem, Ekvator'un kuzeyindeki veya
güneyindeki herhangi bir noktanın Ekvator'a olan açısal m mesafesi.Enlemler,
kuzey ve güney enlemleri olmak üzere ikiye ayrılırlar; derece, dakika ve
saniye cinsinden ifade edilirler.
|
Endemik Bitki: Jeolojik
dönemlerde geniş alanlara yayılan ve fakat iklim değişmeleri, kıta kütlesinin
parçalanması sonucu yayılma alanı daralarak belli yerlere çekilen ve bu
sahada bulunan bitki.
|
Epirojenez: Kara veya kıta
oluşumu anlamına gelmekte olup, bir kütlenin çok veya hiç kıvrılmadan bir
bütün halinde yükselmesi veya alçalması.
|
Erozyon : Toprak örtüsünün, akarsuların,
rüzgarların ve buzulların etkisiyle süpürülmesine erozyon denir.
|
Eteziyen: Özellikle Doğu Akdeniz Bölgesinde
yaz döneminde kuzeybatıdan gelen serin rüzgar. Bu rüzgarlar Mayıs ortasından
Ekim ortalarına kadar olan süre içerisinde esmektedir.
|
Evren: Madde ve enerjiden oluşan başı ve
sonu olmayan sistemdir.
|
-F-
|
Falez: Kıyılarda dalgaların aşındırması ile
oluşan dik-sarp kıyılar.
|
Fay: Dünya'mızı saran kabuk tabakasının kırılarak yatay
ve düşey yönde kırıldığı hat, çizgi yer değiştirmesidir.
|
Fırtına: Rüzgarın hızlı bir şekilde esmesine denir
|
Fiyort: Karaların iç kesimlerine doğru fazlaca
|
Fön Rüzgarları: Bir dağ yamacını
aşarak diğer yamaçtan aşağı doğru esen rüzgarın sıcaklığı artar. Çevrede nem
açığı oluşur. Bitkilere kurutucu etki yapan bu tip rüzgarlara Föhn rüzgarları
denir.
|
Fosil : Jeolojik devirler boyunca yaşamış
canlıların taşlamış kalıntılarına fosil denir.
|
-G-
|
Galaksi: Kütleçekim kuvvetiyle birbirine
bağlı yıldızlar yıldızlararası gaz, toz ve plazmanın meydana getirdiği
yıldızlararası madde ve şimdilik pek anlaşılamamış karanlık maddeden oluşan
sistemdir.
|
Galeri: Maden ocaklarında açılan yeraltı
yoludur.
|
Gayzer: Volkanik yörelerde yeraltındaki
sıcak suyun belirli aralıklarla fışkırması ile oluşan kaynaklardır.
|
Geçit : Dağlık yerlerin ulaşıma imkan veren
bölümlerine geçit denir.
|
Gel – Git: Ay’ın çekimi nedeniyle deniz
sularının kabarıp çekilmesi
|
Gezegen: Güneş etrafında dönen büyük gök
cisimlerine gezegen denir.
|
Gnays : Granitin yüksek sıcaklık ve basınç
altında değişime uğraması yani metamorfize olması sonucu oluşur.
|
Göktaşı : Yeryüzüne düşen meteor veya
parçalarına göktaşı adı verilir.
|
Göl: Kara içlerindeki çukurlukları dolduran durgun
sulara göl denir.
|
Graben: Yerkabuğunun faylanması, kırılması
ile alçakta kalan kütleye denir. Ege Bölgesindeki Büyük ve Küçük Menderes,
Gediz olukları birer grabendir.
|
Günberi: Dünya'nın, Güneş'e en çok yaklaşıp,
yörüngede en hızlı döndüğü gündür. Dünya Günberi konumuna 3 Ocak'ta gelir.
|
Güneş: Güneş Sistemi'nin merkezinde yer
alan yıldız.
|
Günöte: Dünya'nın, Güneş'ten en çok uzaklaştığı,
yörüngede en yavaş döndüğü gündür. Dünya Günöte konumuna 4 Temmuz'da gelir.
|
-H-
|
Haliç: Gel-git olayının etkisiyle akarsu
ağızlarında oluşan kıyılardır. Kuzeybatı Avrupa kıyılarındaki önemli limanlar
buna örnektir. Yurdumuzda yoktur.
|
Habitat: Belli bitki ve hayvanların barındığı
doğal ortam. Coğrafi açıdan ekvatoral ormanlar, ılıman kuşak vs gibi ana
doğal birimlerin her biri bir habitat'tır.
|
Hamsin: Mısır'dan Akdeniz'in doğusuna doğru
esen sıcak ve kuru rüzgardır.
|
Harita: Yeryüzü’nün ya da bir bölümünün, ya
da bir gök cisminin belli bir ölçeğe göre küçültülüp bir zemine aktarılan
izdüşümdür.
|
Hava: Atmosferi oluşturan gaz
karışımıdır.
|
Heyelan: Özellikle eğimli yamaçlar boyunca
gevşek bir kütlenin veya killi bir tabaka üzerinde bulunan bir kütlenin
topyekün kayması.
|
Hidroloji : Suyun
özelliklerini inceleyen bilim dalına hidroloji denir.
|
Higrometre: Nemliliği ölçen
alete de higrometre denir.
|
Hiposantr: Depremin iç
merkezi (odağı)
|
Hörgüç kaya: Farklı aşınma
sonucu oluşan ve deve hörgücüne benzeyen kayalardır.
|
Horizon: Fiziksel ve kimyasal yönden değişik
olan toprak katları. Üst horizon, alt horizon, A horizonu, B horizonu gibi.
|
Horst: Yerkabuğunun faylanması, kırılması
ile yüksekte kalan kütleye denir. Ege Bölgesinde Bozdağ ve Aydın dağları,
faylanma sonucu yüksekte kalan birer horsttur.
|
Humus: Bitki artıklarının toprakta
birikmesiyle oluşan, koyu renkli organik maddeye humus denir. Humus,
kayaların ufalanması veya ayrışmasında etkili değildir. Toprağa verimlilik
kazandıran bir maddedir.
|
Hurrikan: Karayipler Denizi ve Meksika
Körfezi ile yakınlarında türeyen tropikal burgaç fırtınasıdır.
|
-I-
|
Ilgım: Serap, özellikle çöllerde ve
bozkırlarda, gerçeğe uymayan, az çok uzaklarda beliren su birikintisi yada
gölcük, suda yansıyan ağaçlar ve evlerden oluşan ışıksal görüntü.
|
Irmak:
Çayların birleşmesiyle oluşan akarsulara ırmak denir.
|
-İ-
|
İklim: Bir yerde uzun bir süre boyunca
gözlemlenen sıcaklık, nem, hava basıncı, rüzgar, yağış, yağış şekli gibi meteorolojik
olayların ortalamasına verilen addır.
|
İmbat: İlkbahar sonlarında ve yazın
özellikle öğleden sonra, denizden karaya doğru esen, akşama doğru dinen hafif
rüzgar.
|
İyonosfer: Mor ötesi
(ultraviyole) ışınlarının, molekülleri parçalayarak iyonlar haline getirdiği
atmosfer katmanıdır.
|
İzostazi: Yerkabuğunun kütleleri ve
yoğunlukları birbirinden farklı büyük parçaları (blokları) arasındaki denge
durumuna izostazi denir.
|
İzobar: Eş basınç eğrisi.
|
İzohips: Eş yükselti eğrisi.
|
İzobat: Eş derinlik eğrisi.
|
İzoterm: Eş sıcaklık eğrisi.
|
-J-
|
Jeofizik: Yeryüzü’nde, Atmosfer’de ve Yer’in
iç kesimlerinde yer alan fiziksel belirtileri, öbür gök cisimlerinin ve
özellikle Güneş’in ve Ay’ın Dünya üzerindeki etkilerini inceler.
|
Jeoloji: Yerkürenin yapısını, yaşını ve
özelliklerini araştıran bilim dalına yer bilimi jeoloji denir.
|
Jeomorfoloji: Yer'in yüzey
şekillerinin tanımlanmasını ve oluşum süreçlerinin açıklanmasını konu edinen
bilim dalıdır.
|
Jeosenklinal: Yeryüzündeki
derin ve geniş deniz ve okyanus çanakları.
|
Jeoterm Basamağı : Yeryüzünden yerin
derinliklerine inildikçe 33 m’de bir sıcaklık 1 °C artar. Buna jeoterm
basamağı denir.
|
Jips (Alçıtaşı) : Beyaz renkli,
tırnakla çizilebilen kimyasal tortul bir taştır. Alçıtaşı olarak da isimlendirilir.
|
-K-
|
Kalker: Deniz ve okyanus havzalarında,
erimiş halde bulunan kirecin çökelmesi ve taşlaşması sonucu oluşan taştır.
|
Kapalı Havza : Sularını denize
ulaştıramayan havzalara kapalı havza
denir.
|
Karayel : Türkiye’ye kuzeybatıdan esen soğuk
rüzgarlardır. Kışın kar yağışlarına, yazın sağanak yağışlara neden olur.
|
Karstik Göller : Eriyebilen
kayaçların bulunduğu yerlerde oluşan göllerdir.
|
Kaynak : Yeraltı sularının kendiliğinden
yeryüzüne çıktığı yere kaynak denir. Türkiye’de kaynaklara pınar, eşme, bulak
ve göze gibi adlar da verilir.
|
Kesir Ölçek: Haritalardaki
küçültme oranını basit kesirle ifade eden ölçek türüdür.
|
Kırağı : Soğuyan zeminler üzerindeki
yoğunlaşmanın buz kristalleri şeklinde olmasıdır. Kırağının oluşabilmesi için
de havanın açık ve durgun olması gerekir.
|
Kırç :
Aşırı soğumuş su taneciklerinden oluşan bir sis uzun süre yerde
kaldığında, su taneciklerinin soğuk cisimlere çarparak buz haline geçmesidir.
|
Kırgıbayır : Yarı kurak iklim
bölgelerinde sel yarıntılarıyla dolu yamaçlara kırgıbayır (badlans) denir.
|
Kıta : Denizlerin ortasında çok büyük birer ada
gibi duran kara kütlelerine kıta denir.
|
Kiltaşı (Şist) : Çapı 2 mikrondan
daha küçük olan ve kil adı verilen tanelerin yapışması sonucu oluşan fiziksel
tortul bir taştır.
|
Kom : Ekonomik faaliyetin büyük ölçüde
hayvancılığa dayalı olduğu aileler veya kişiler tarafından oluşturulan geçici
yerleşmelerdir.
|
Konveksiyonel Yağış : Isınan havanın
yükselerek soğuması ile oluşan yağışlardır.
|
Krater
: Yanardağların püskürmesi sırasında mağmanın izlediği yola volkan bacası ve
bunun ağzına krater denir.
|
Krivetz:
Romanya’nın iç kesimlerinden Karadeniz kıyılarına doğru esen soğuk
rüzgarlardır.
|
Kroki : Bir yerin kuşbakışı görünümünün
ölçeksiz olarak düzleme aktarılmasıdır.
|
Kumsal : Kıyılarda dalga ve akıntıların
taşıdıkları maddeleri biriktirmesi ile oluşan alanlara kumsal denir
|
Kumtaşı (Gre) : Kum tanelerinin
doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul
bir taştır.
|
Kumullar : Rüzgarların taşıdığı kumların
çökelmesiyle kumullar oluşur. Gevşek yapıya sahip olan kumullar sürekli yer
değiştirmektedirler. Orta Asya çöllerinde oluşan hilal biçimli kumullara ise
barkan adı verilir.
|
Kutup: Yer ekseninin Yeryüzü’nü deldiği
benimsenen iki noktadan her biridir. Kuzey ve Güney Kutup noktaları.
|
-L-
|
Lakolit: Yeryüzü’ne çok yakın bir
derinlikte soğuyan magma kütlesi.
|
Laterit: Yarı nemli astropikal iklim
bölgelerindeki sarımtırak kırmızı renkli toprak.
|
Lapya: Kalkerli yamaçlarda yağmur ve kar
sularının yüzeyi eriterek açtıkları küçük oluklardır. Oluşan çukurluklar
keskin sırtlarda yan yana sıralandığından yüzey pürüzlüdür. Büyüklükleri
birkaç cm ile birkaç metre arasında değişir.
|
Lav: Yanardağ patlaması sırasında dışarı çıkan
erimiş kayalardır.
|
Lejant: Harita anahatarı
ve işaretleri.
|
Linyit: Kahve renginden siyaha kadar
değişen, çoğunlukla topraksı maden kömürüdür.
|
Litosfer: Taş küre.
|
Lös: Rüzgarların taşıdığı alüvyonik topraklar
|
-M-
|
Maden: Yeraltındaki değerli maddlerin
çıkarıldığı insan yapımı kuyu.
|
Magma: Yerkabuğu’nun oldukça derin
kesimlerinde bulunan erimiş kaya.
|
Mağara: Kalkerli arazilerde çatlaklar
boyunca yeraltına sızan suların oluşturduğu büyük boşluklara mağara denir.
Damlataş, Narlıkuyu, Düden, İnsuyu, Kızılin mağaraları en ünlüleridir.
|
Maki: Her mevsim yeşil kalan kısa boylu
çalı ve ağaçlardan oluşan bitki örtüsüdür.
|
Mâr: Lav, kül, volkan bombası gibi maddeler
çıkarmaksızın yalnız gaz püskürten bir tür volkandır.
|
Manto : Dünya'nın Litosfer ile çekirdek
arasındaki katmandır
|
Matematik Konum : Dünya üzerinde
bir nokta veya alanın yerinin belirlenmesi için, o noktanın Ekvator'a ve
başlangıç meridyenine olan uzaklığının bilinmesi gerekir. Bunun için enlem ve
boylam kavramlarından yararlanılır.
Örnek : Türkiye 36° - 42° Kuzey enlemleri,
26° - 45° Doğu boylamları arasında yer alır.
|
Meltem:
Deniz kıyılarında, gündüzleri denizden karalara, geceleri ise karalardan
denize doğru esen hafif şiddetli rüzgarlardır.
|
Menderes: Akarsu yatak eğiminin azalması,
akarsuyun akış hızının ve aşındırma gücünün azalmasına neden olur. Akarsu
büklümler yaparak akar.
|
Mermer : Kalkerin yüksek sıcaklık ve basınç
altında değişime uğraması, yani metamorfize olması sonucu oluşur.
|
Meridyen: Boylam dairelerinin kutup
noktalarıyla sınırlanan yarılarıdır.
|
Meteor: Gök taşı ya da göktaşı ya da
meteor, uzaydan Dünya yüzeyine düşen maddelerin genel adıdır.
|
Meteoroloji : Atmosferin
özelliklerini inceleyen bilim dalına meteoroloji denir.
|
Mezozoik Zaman: İkinci zaman.
|
Mezra : bazı ailelerin tarım alanlarının az
olması, kan davaları gibi nedenlerle bulundukları sürekli yerleşmelerden
ayrılıp daha uzak bir yere yerleşmesiyle oluşmuş yerleşmelerdir. Tarımsal
faaliyetler hayvancılığa göre ön plandadır. Bir kaç ev ve eklentilerden oluşan mezralar zamanla
sürekli yerleşme haline gelebilir. Örneğin Elazığ, Harput’un bir mezrası iken
zamanla büyüyerek kent haline gelmiştir.
|
Mistral : Fransa’nın iç kesimlerinden Rhone
Vadisi’ni izleyerek Akdeniz kıyılarına doğru kışın esen soğuk rüzgarlardır.
|
Mutlak Nem (Varolan Nem) : 1m3 havanın
içindeki su buharının gram olarak ağırlığına mutlak nem denir. Mutlak nem,
sıcaklığa bağlı olarak, Ekvator’dan kutuplara doğru, denizlerden karalara
doğru ve yükseklere çıkıldıkça azalır.
|
-N-
|
Nadas: Bir veya iki yıl ekim yapılan
tarlayı, bir yıl boyunca birkaç kez sürüp boş bırakma yöntemidir.
|
Nem: Havadaki su buharıdır.
|
Nehir : Büyük ırmaklara nehir denir.
|
Nüfus: Sınırları kesin olarak belirlenmiş
bir yerde, belirli bir anda yaşayan insanların toplam sayısıdır.
|
-O-
|
Oba: OGöçebelerin konaklama yeri.
|
Obruk: Baca veya kuyu şeklinde, keskin
köşeli, derin çukurluklara obruk denir.
|
Oğlak Dönencesi: Güney yarımküre’de
23’ 27’ lik paralel dairedir.
|
Okyanus:
Kıtaları birbirinden ayıran engin, açık denizlerdir. Yeryüzünün yaklaşık üçte
ikisini (%70) kaplarlar ve bu alanın yaklaşık yarısında su seviyesi 3000
metrenin üzerindedir. Büyük su kütlesi demektir.
|
Orman : Büyüklü küçüklü çeşitli özellikteki
ağaçların oluşturduğu bitki örtüsüdür.
|
Orojenez (Dağ Oluşumu) : Jeosenklinallerde
biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma hareketleriyle yükselmesi
olayına dağ oluşumu ya da orojenez
denir.
|
Orografik Yağışlar : Nemli hava
kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan
yağışlardır.
|
Otlak : Büyük ve küçükbaş hayvancılığın
yapıldığı yerlerde hayvanların otlatıldığı alanlara otlak denir.
|
Ova : Çevresine göre çukurda kalmış geniş
düzlüklere ova denir.
|
-Ö-
|
Ölçek: Harita ve planlarda, herhangi iki
nokta arasındaki uzaklığın Yeryüzü’ndeki gerçek uzaklığa oranıdır.
|
Özel Konum : Dünya üzerindeki
bir yerin çevresine, denizlere, yer şekillerine, anayollara, geçitlere ve
komşularına göre konumudur
|
-P-
|
Paleozoik Zaman: Birinci Zaman.
|
Paleontoloji : Fosilleri
inceleyen bilim dalına paleontoloji denir.
|
Pampa: Arjantin’de hiçbir bakımdan bir
birlik ve bütünlük sağlayamayan büyük bir bölgenin adıdır.
|
Paralel Daireler: Ekvator’a paralel
ve dolayısıyla yerine eksenine dikey olan küçük dairelerdir.
|
Peneplen: Geniş arazi bölümlerinin, akarsu
aşınım faaliyetlerinin son döneminde deniz seviyesine yakın hale
indirilmesiyle oluşmuş, az engebeli şekle peneplen (yontukdüz) denir.
|
Plato : Akarsu vadileriyle derince yarılmış
düz ve geniş düzlüklerdir.
|
Polye : Karstik yörelerdeki genişliği
birkaç kilometre olan, uzunluğu 20-30 kilometreyi bulan, hatta geçebilen ova
görünümlü büyük karstik çukurlara polye denir.
|
Poyraz : Kuzeydoğudan esen rüzgâr çeşidi.
Kışın kar ve soğuk getirir. Deniz hafif çalkantılı ve dalga üstünde beyaz
köpükler olur.
|
Projeksiyon : Dünya'nın
küreselliği nedeniyle, haritalarda ortaya çıkan hataları en aza indirmek için
çeşitli yöntemler kullanılır. Bunun için yerkürenin paralel ve meridyen
ağının belirli kurallara göre düz bir kağıda geçirilmesi gerekir. Bu sisteme
projeksiyon denir.
|
-R-
|
Resif: Deniz yüzüne çıkmış kayalık. Mercan
resifleri.
|
Riya: Akarasu vadilerinin aşağı
bölümlerinin deniz suları altında kalması sonucunda oluşan az çok uzun ve
geniş deniz girintilerinin bulunduğu kıyı tipinin adıdır.
|
Rüzgar: Hava kütlelerinin yatay yöndeki
hareketlerine rüzgar denir.
|
-S-
|
Samanyolu: Çok sayıda
yıldızlardan ve Güneş’ten oluşan galaksiye Samanyolu denir.
|
Sarkıt-Dikit : Kalsiyum
karbonatça zengin suların mağara tavanından sızarak içindeki kirecin tavanda
birikmesidir.
|
Savan: Savan ya da savana tropik yağmur
ormanları ile kuru çöller arasındaki geçiş bölgesinde yer alan geniş
çayırlara denir.
|
Seki (Taraca): Yatağına
alüvyonlarını yaymış olan akarsuyun yeniden canlanarak yatağını kazması ve
derinleştirmesi sonucunda oluşan basamaklardır.
|
Sel: Yükse derecede nemlilik ve kar sularının
erimesi sonucu birim alana düşen aşırı yağış.
|
Şemosfer: Atmosferin stratosfer ile İyonosfer
arasındaki katmanıdır.
|
Sıcaklık: Sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde
havanın nem alma kapasitesi de yüksek olduğu için buharlaşma artar, düşük
olduğu yerlerde ise buharlaşma azalır.
|
Sırt : İki akarsu vadisini birbirinden ayıran
ve birbirine ters yönde eğimli yüzeyleri birleştiren yeryüzü şeklidir.
Sırtların üzeri düz olabileceği gibi keskin de olabilir.
|
Sirk buzulu : Dağların
tepesindeki ve yüksek yamaçlardaki küçük çanaklarda yeni oluşmaya başlayan
buz türüdür.
|
Sismograf : Depremin süresi ve
şiddetini ölçen alete sismograf denir.
|
Siyenit :
Yeşilimsi, pembemsi renkli iç püskürük bir taştır. Adını Mısır’daki
Syene (Asuvan) kentinden almıştır. Siyenit dağılınca kil oluşur.
|
Step: Kıtaların iç bölgelerinde yağış
miktarı 500-300 mm’ye düştüğü zaman ormanlar yerini otsu bitkilere, çalılara
bırakır buna bozkır (step) denir.
|
Strastofer: Troposferin
üstündeki atmosfer katmandır.
|
Su: Kohezyon kuvvetine sahip renksiz, kokusuz
ve tatsız sıvı bir bileşiktir.
|
Süpernova: Enerjisi biten
Büyük Yıldızların şiddetle patlaması durumuna verilen addır. Bir süpernovanın
parlaklığı Güneş'in parlaklığının yüz milyon katına varabilir.
|
-T-
|
Taraça: Yatağına alüvyonlarını yaymış olan
akarsuyun yeniden canlanarak yatağını kazması ve derinleştirmesi sonucunda
oluşan basamaklardır.
|
Tebeşir: Derin deniz canlıları olan tek
hücreli Globugerina (Globijerina)’ların birikimi sonucu oluşur. Saf, yumuşak,
kolay dağılabilen bir kalkerdir. Gözenekli olduğu için suyu kolay geçirir.
|
Tektonik Göller: Yerkabuğunun tektonik hareketleri sırasında oluşan
çanakların su ile dolması ile oluşmuş göllerdir.
|
Tepe: Bir doruk noktası ve onu çevreleyen yamaçlardan
oluşmaktadır.
|
Termik
Basınç: Dünya'nın
küreselliği nedeniyle ısınma ve soğumaya bağlı oluşan basınçlardır.
|
Ters Alizeler: Ekvator’dan
(TAB), 30° enlemlerine (DYB) doğru esen üst rüzgarlardır.
|
Topoğrafya Haritaları: İzohips (eş
yükselti) eğrisi yöntemi ile yapılır. Araziyi ölçekleri oranında ayrıntıları
ile gösterirler..
|
Traverten: Kalsiyum biokarbonatlı yer altı sularının mağara
boşluklarında veya yeryüzüne çıktıkları yerlerde içlerindeki kalsiyum
karbonatın çökelmesi sonucu oluşan kimyasal tortul bir taştır.
|
Troposfer: Atmosferin, yeryüzüne temas eden,
alt bölümüdür.
|
Tsunami: Okyanus ya da denizlerin tabanında
oluşan deprem
|
Turunçgil: Portakal,
mandalina, greyfurt, turunç ve limon bitkilerine genel olarak turunçgil
denir.
|
-U-
|
Uvala: Genişleyip, derinleşen dolinlerin
birleşmesiyle oluşan, dolinlerden daha büyük çukurlardır
|
-Ü-
|
Üçüncü zaman: Günümüzden 3
milyon yıl önce sona ermiş eski dnemlerden birine ait olan zamandır
|
-V-
|
Vadi: Akarsuyun çıktığı kaynaktan ağıza
doğru inerken sürekli bulunan derinliklerdir
|
Volkanizma: Yerin altındaki
magmanın hareketi sonunda lavların yüzeye çıkması durumu
|
Volkan konisi: Lav kül gibi
maddelerin üst üste birikmesiyle oluşan volkanik tepe
|
Voyager: 1977 de uzaya giden uzay aracı
|
-Y-
|
Yağış: Havanın içindeki nem miktarının
buharlaşarak yeryüzüne su olarak dönmesi
|
Yamaç: Dağın kenarında düz alana göre daha
yüksek ve engebeli kalan yer
|
Yarma vadi: Akarsuyun boğazın
ortasını derine aşındırması sonucunda sonucunda oluşan vadi tipi
|
Yerel saat: Güneşin
gökyüzündeki konumuna göre belirlenen saat
|
Yeryüzü: Üzerinde yaşadığımız toprak ve
denizler
|
Yer haritası: Bir yere gitmek
için yol gösteren rehber
|
Yörünge düzlemi: Ekliptik
|
-Z-
|
Zoocoğrafya: Hayvan coğrafyası,
hayvanların doğal ortamını inceleyen bilim
|
|
|
|
Coğrafya
27 Mayıs 2014 Salı
COĞRAFYA SÖZLÜĞÜ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)