27 Mayıs 2014 Salı

COĞRAFYA SÖZLÜĞÜ

-A-
Acun: Kâinat, dünya, gök bilimi, uzay, bir bütün halinde evren.
Açık Havza: Bir akarsuyun sularını denize boşalttığı bölge, yatak.
Açısal Hız: Dairesel hareket yapan Dünya üzerindeki bir noktanın birim zamanda oluşturduğu dönüş açısıdır. Açısal hız, dünya üzerindeki her noktada aynıdır.
Ada: Deniz ve göllerde her yönden sularla kuşatılmış kara parçaları.
Afel: Yıl içinde Dünya Güneşe bazen yaklaşır, bazen de uzaklaşır. En uzak olduğu tarih 4 Temmuzdur. Bu noktaya  Afel (günöte) denir.
Ağaç: Meyve verebilen, gövdesi odun veya Kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki formasyonu.
Ağıl: Koyun, keçi vb. hayvanların barındığı etrafı çevrili üstü açık (yarı kapalı da olabilen) korunak.
Ahır: Evcil büyükbaş hayvanların (sığır, manda, at, eşek)barındırıldığı kapalı yer.
Akarsu : Belirli bir kaynaktan doğan, yağmur ve kar suları ile beslenen ve arazinin eğimine göre akıp giden sulara akarsu denir.
Akım (Debi): Akarsuyun herhangi bir kesitinden birim zamanda geçen su miktarına (m3) akım veya debi denir.
Alizeler: 30° enlemlerinden Ekvator’a doğru esen rüzgarlardır. Dünya’nın ekseni çevresindeki hareketi nedeniyle sapmaya uğrayarak, Kuzey Yarım Küre’de kuzeydoğudan, Güney Yarım Küre’de güneydoğudan eserler.
Alüvyon: Akarsular tarafından taşınan kil, kum, çakıl gibi kütle parçalarının, suyun akış hızının azalması sonucu elverişli yerlere birikmesiyle meydana gelen tortulardır.
Anakara: Denizlerle kuşatılmış büyük kara parçalarıdır. (Afrika, Amerika, Avrupa, Asya, Antartika, Avustralya)
Andezit: Eflatun, mor, pembemsi renkli dış püskürük bir taştır.
Anemometre: Rüzgar ölçer.
Antiklinal: Tortul kayaların yan basınca uğrayarak oluşturduğu kemer yapısının kubbe taraflarıdır.
Ardel: Bir limanın ya da bir yerleşme merkezinin işlevsel etki alanıdır.
Artezyen Kuyu: Basınçlı yeraltı sularıdır. İki geçirimsiz tabaka arasındaki geçirimli tabaka içinde bulunan sulardır. Tekne biçimli ovalar ve vadi tabanlarında bu tür sular bulunmaktadır.
Aşınma: Yerkabuğunu oluşturan kayaların akarsular, buzullar, rüzgarlar, dalgalar gibi dış güçlerin etkisiyle yıpranması, parçalanması.
Atmosfer : Dünya’yı çepeçevre saran gaz örtüsüne atmosfer denir.
Ay: Dünya'nın tek doğal uydusudur. Güneş Sistemi içinde beşinci büyük doğal uydudur.
                                                                            -B-
Bağıl Nem  : Hava her zaman taşıyabileceği kadar nem yüklenmez. Genellikle havadaki su buharı miktarıyla doyma miktarı arasında bir fark bulunur. Bu farka doyma açığı (nem açığı) denir.
Balçık: İçinde çeşitli organik özdekler bulunan daha çok killi, koyu, yapışkan çamur, mil
Bankiz : Kutup çevresindeki denizlerde, suyun donması ile oluşan buz kütleleridir.
Baraj: Eski zamanlardan beri insanlığın su ihtiyacını karşılamak ve tarımsal alanların sulanması amacıyla inşaa edilen su yapılarıdır.
Barograf : Basıncı sürekli kaydeden ve yazıcı ucu bulunan bir tür madeni barometredir.
Barometre: Basınç ölçer.
Basınç: Bir yüzey üzerine etkide bulunan dik kuvvetin, birim alana düşen miktarı. Katı, sıvı ve gazlar ağırlıkları nedeniyle bulundukları yüzeye bir kuvvet uygularlar.
Bataklık: Tümüyle sulak toprak bitkileriyle kaplanmış, çok sığ, durgun ya da çok yavaş akışlı sular altında kalmış balçıklı alan.
Bazalt : Koyu gri ve siyah renklerde olan dış püskürük bir taştır. Mineralleri ince taneli olduğu için ancak mikroskopla görülebilir.  Bazalt demir içerir. Bu nedenle ağır bir taştır.
Belde: Çoğu büyük köy, bir bölümü de küçük kasaba olan yerleşim yeri.
Birikinti: Akarsuların, rüzgarların, dalgalar, ve deniz akımların az veya çok uzaklardan alıp gücünün yetmediği yerlere yığdığı katı maddeler.
Bitki: Fotosentez yapan, ökaryotik, ağaçlar, çiçekler, otlar, eğreltiotları, yosunlar ve benzeri organizmaları içinde bulunduran çok büyük bir canlılar alemidir.
Biyocoğrafya: Canlı varlıkların doğal çevre ile olan ilişki ve bağlantılarını, dağılışlarını, oluşturdukları toplulukları ve yaşam koşullarını araştıran coğrafya bilim dalı.
Biyoklimatoloji: İklimin canlı varlıklar ve bu arada insan üzerindeki etkilerini araştıran klimatoloji dalıdır.
Biyosfer: Canlı varlıkların yaşadığı yerleri kapsayan yeryüzüdür.
Boğaz: İki denizi veya iki deniz bölümünü birbirine bağlayan dağlar arasında açılmış yarma vadi.
Bora: Yugoslavya’nın iç kesimlerinden Adriyatik Denizi kıyılarına esen soğuk rüzgarlardır.
Boylam : Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın başlangıç meridyenine olan uzaklığının açısal değeridir.
Boyun: Sıradağlar veya tepeler üzerinde, geçişi kolaylaştıran alçak yerler.
Bozkır: İlkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu otlardır. Bunlara step ya da bozkır denir.
Bölge: Yeryüzü şekilleri, iklimi, bitki örtüsünü, sosyal ve ekonomik yaşam biçimleri bakımından bir birlik oluşturan, bu özellikleri ile çevresinden ayrılan yeryüzü bölümüdür.
Buharlaşma: Atmosferdeki nemin kaynağı yeryüzündeki su kütleleridir. Sıcaklık arttıkça, havadaki nem açığı arttıkça, su yüzeyi genişledikçe, rüzgar estikçe, basınç azaldıkça, buharlaşma artar.
Bulut: Serbest bir hava kütlesinde toplanmış, gözle görülebilir, su damlacıkları, buz kristalleri veya her ikisinin karışımı.
Buz: 0 derecede donan suyun katı halidir.
Buz Dağı: Kuzey ve Güney Kutbu denizlerinde bulunan büyük buz kütlesidir. Devamlı soğuk olan bölgelerde karın üst üste yığılması, kardan bir dağ ve sonra da bir buz katmanı teşekkül ettirir. Bu katman zamanla kıyıya doğru kayar ve denizde parçalanır. Böylece muazzam buz dağları meydana gelir.
Buzul Gölleri : Buzullaşma döneminde buzulların aşındırmasıyla oluşan çanaklardaki göllerdir.
Büyükayı: Gök küresinin kuzey kutbu çevresindeki takım  yıldızlardan biridir.
                                                             -C-
Coğrafya: İnsanlar ve yer (mekân) ile bunlar arasındaki ilişkiyi inceleyen bir bilimdir. Yer ve insanlar arasındaki ilişkiler coğrafyanın konusunu oluşturur.
Coğrafi  Bölge: Taşıdığı belirli Coğrafi özellikleri ile çevresinden ayrılan, kendi içinde benzerlik gösteren en geniş coğrafi birimdir. Coğrafi bölgelerin sınırları belirlenirken doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler temel alınır.
Coğrafi Bölüm : Bir coğrafi bölge içinde doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler bakımından farklılık gösteren küçük birimlerdir.
Coğrafi Konum : Yeryüzündeki herhangi bir alanın bulunduğu yere, o alanın coğrafi konumu denir. Coğrafi konum, matematik konum ve özel konum olarak iki şekilde ifade edilir.
-Ç-
Çağlayan: Küçük bir akarsuyun çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer, küçük şelale.
Çakıltaşı (Konglomera) : Genelde yuvarlak akarsu çakıllarının doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşur.
Çalı: Odunlaşmış ince gövdeli, çoğunca birden çok gövdeli, yapraklı, yerine göre dikenli bitki. Çalının özelliği, ya belli bir ana gövdenin bulunmayışı, ya da toprak yüzünün hemen üstünde ince dallara ayrılışıdır.
Çakmaktaşı (Silex) : Denizlerde eriyik halde bulunan silisyum dioksitin (SİO2) çökelmesi ile oluşan taştır. Kahverengi, gri, beyaz, siyah renkleri bulunur.  Çok sert olması ve düzgün yüzeyler halinde kırılması nedeniyle ilkel insanlar tarafından alet yapımında kullanılmıştır.
Çay : Derelerin birleşmesiyle oluşan akarsulara çay denir.
Çayır: Tarım bakımından, çayır ve benzeri ot bitkilerinin yetiştiği, biçildiği bir çeşit otluk, Çayırın otlaktan ayrılığı, çayır bitkilerinin çok yer tutması bunların biçilebilme değeri göstermesidir.
Çekirdek: Dünya'nın yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümüdür.
Çığ : Büyük kar yığınlarının yamaç boyunca hareket etmesine çığ denir.
Çiy:  Havanın açık ve durgun olduğu gecelerde, havadaki su buharının soğuk cisimler üzerinde su damlacıkları biçiminde yoğunlaşmasıdır. İlkbahar ve yaz aylarında görülür.
Çizgisel Hız  : Dairesel hareket yapan Yerküre üzerindeki bir noktanın birim zamanda eksen üzerindeki yer değiştirme hızıdır. Çizgisel hız, dünyanın küreselliği nedeniyle Ekvator'da en fazladır, kutuplara doğru azalır.
Çöküntü: Jeolojik bir olay sonucunda oluşan çukurluktur.
Çökme Dolini : Yeraltında bulunan mağara sistemlerinin tavanlarının incelerek çökmesi ile oluşan karstik şekillerdir.
Çöl: Bitki örtüsünün hiç bulunmadığı, ya da çok seyrek cılız olduğu çok kurak yerler. Yıllarca yağmur düşmediği görülür. Çölde buharlaşma yağıştan çoktur. Gece ile gündüz arasındaki sıcaklık ayrılığı pek büyüktür.
-D-
Dağ: Çevresindeki karasal alanlardan daha yüksek olan kara kütlelerine verilen addır. "Dağlık" sıfatı, dağlarla ilişkili ve kaplı alanları tanımlamak için kullanılır.
Dağ eteği ovası: Dağ eteğinde, eğimin azaldığı yerlerde meydana gelen birikinti konileri ve birikinti yelpazelerinin zamanla yanlara doğru büyüyerek birleşmeleri sonucu oluşan ovalardır. 
Dalga: Rüzgarların etkisiyle deniz ve göl yüzeylerinde meydana gelen salınımlardır.
Dalmaçya kıyı tipi: Kıyıya paralel uzanmış dağların çukur kısımlarının deniz suları altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir. Dağların yüksek kısımları kıyıda adaları oluşturur.
Dalyan: Deniz kıyılarında balık üretmek için yapılmış yerleşmelerdir.
Dam: Daha çok hayvan yetiştirilen geçici yerleşmelerdir.
Debi: Daha çok hayvan yetiştirilen geçici yerleşmelerdir.
Delta: Akarsuyun aşağı bölümünde görülen, suların oraya kadar taşıyıp getirebildiği çakıl, kum, toprak, organik kalıntılar vb. katı maddelerin birikmesiyle oluşan ve denize doğru ilerleyen yeni kara kesimidir.
Denge profili: Akarsuların derine aşındırmasıyla yatak eğimi gittikçe azalır. Zamanla akarsuyun akış hızı azalarak hemen hemen sona erer. Bu duruma erişmiş bir akarsu yatağında başlangıçtaki pürüzler ortadan kaldırılmış olur. Akarsu ağzından kaynağına doğru uzanan profil iç bükey bir görünüm alır ki buna denge profili denir.
Deniz: Bir okyanus ile bağı olan ve büyük bir alanı kaplayan ve genellikle tuzlu olan su birikintisidir. Terim genellikle okyanus terimi yerine de kullanılır.
Deprem : Yerkabuğunun derinliklerinde doğal nedenlerle oluşan salınım ve titreşim hareketleridir. Yeryüzünün belirli yerlerinde sıklıkla deprem görülür. Buralara deprem kuşakları denir.
Dere : Suyu az, boyu kısa olan akarsulara dere denir.
Diyorit :  Birbirinden gözle kolayca ayrılabilen açık ve koyu renkli minerallerden oluşan iç püskürük bir taştır.
Doğal bitki örtüsü : İklim şartlarına göre, kendiliğinden yetişen bitkilerin oluşturduğu örtüye doğal bitki örtüsü denir.
Dolin: Kireçtaşından oluşan sahalarda erime suretiyle oluşmuş, huni ve tava şeklinde birkaç metre derinlikte, birkaç metre veya birkaç 10 metre boyundaki çukur sahalardır.
Dolu: Bulutlardaki su damlacıklarının, bulut içinde aniden yükselerek - °C'lerde donmasıyla oluşan buz parçalarına dolu denir.
Don olayı: Havanın açık ve durgun olduğu kış gecelerinde aşırı ısınma nedeniyle toprak donar. Don olayı tarımsal üretime büyük ölçüde zarar verir. Karasal bölgelerde don olayı sık görülür.
Dönence: Gök ekvatorunun 23° 27' kuzey ve güneyinden geçen paralel (enlem) daireleridir. Ekvatorun kuzeyinden geçen bu enleme yengeç, güneyinden geçene ise oğlak dönencesi denir.
Doruk: Bir dağın ya da tepenin en yüksek noktasıdır.
Doruk Çizgisi: En yüksek tepeleri birleştiren çizgi. Akarsu havzalarında akarsu havzalarını birbirinden ayıran yüksek noktalardan geçen çizgiye "su bölümü çizgisi" denmektedir.
Drenaj: Suyun akıtılması, kurutulması.
Düden: Karstik alanlarda derine doğru inen suyun yutulduğu oluk.
Dünya: Güneş Sistemi'nin 9 gezegeninden biridir ve Güneş'e olan uzaklığı bakımından 3. Sırada bulunur.
Eğim: İki nokta arasıdaki yatay mesafenin, yukselti farkına oranı. Belirli bir yatay uzaklıkta bulunan iki nokta arasındaki yükseklik ayrılığı.
Ekinoks: Yıl içinde gece ile gündüzün eşit olduğu zaman. Bu zamanda Güneş ışınları ekvatora dik gelmektedir. 21 Mart-23 Eylül günleri.
Ekliptik: Dünya'nın yörüngesinden geçtiği varsayılan düzleme Ekliptik veya Yörünge Düzlemi denir.
Eksen: Bir bütün olarak yerin değil, üzerinde ve içinde bulunan her noktasının çevresinde dolandığı sanal doğrudur.
Ekoloji: Canlı ile ortam arasındaki ilişkileri inceleyen bilimdir. İnsan ekolojisi, hayvan ekolojisi, bitki ekolojisi gibi.
Ekvator: Kuzey ve güney yarımküreleri birbirinden ayıran hayalî dairesel hattır.
Ekzosfer: Atmosferin en üst tabakasıdır.
Enlem: Enlem, Ekvator'un kuzeyindeki veya güneyindeki herhangi bir noktanın Ekvator'a olan açısal m mesafesi.Enlemler, kuzey ve güney enlemleri olmak üzere ikiye ayrılırlar; derece, dakika ve saniye cinsinden ifade edilirler.
Endemik Bitki: Jeolojik dönemlerde geniş alanlara yayılan ve fakat iklim değişmeleri, kıta kütlesinin parçalanması sonucu yayılma alanı daralarak belli yerlere çekilen ve bu sahada bulunan bitki.
Epirojenez: Kara veya kıta oluşumu anlamına gelmekte olup, bir kütlenin çok veya hiç kıvrılmadan bir bütün halinde yükselmesi veya alçalması.
Erozyon : Toprak örtüsünün, akarsuların, rüzgarların ve buzulların etkisiyle süpürülmesine erozyon denir.
Eteziyen: Özellikle Doğu Akdeniz Bölgesinde yaz döneminde kuzeybatıdan gelen serin rüzgar. Bu rüzgarlar Mayıs ortasından Ekim ortalarına kadar olan süre içerisinde esmektedir.
Evren: Madde ve enerjiden oluşan başı ve sonu olmayan sistemdir.
-F-
Falez: Kıyılarda dalgaların aşındırması ile oluşan dik-sarp kıyılar.
Fay: Dünya'mızı saran kabuk tabakasının kırılarak yatay ve düşey yönde kırıldığı hat, çizgi yer değiştirmesidir.
Fırtına: Rüzgarın hızlı bir şekilde esmesine denir
Fiyort: Karaların iç kesimlerine  doğru fazlaca
Fön Rüzgarları: Bir dağ yamacını aşarak diğer yamaçtan aşağı doğru esen rüzgarın sıcaklığı artar. Çevrede nem açığı oluşur. Bitkilere kurutucu etki yapan bu tip rüzgarlara Föhn rüzgarları denir. 
Fosil : Jeolojik devirler boyunca yaşamış canlıların taşlamış kalıntılarına fosil denir.
-G-
Galaksi: Kütleçekim kuvvetiyle birbirine bağlı yıldızlar yıldızlararası gaz, toz ve plazmanın meydana getirdiği yıldızlararası madde ve şimdilik pek anlaşılamamış karanlık maddeden oluşan sistemdir.
Galeri: Maden ocaklarında açılan yeraltı yoludur.
Gayzer: Volkanik yörelerde yeraltındaki sıcak suyun belirli aralıklarla fışkırması ile oluşan kaynaklardır.
Geçit : Dağlık yerlerin ulaşıma imkan veren bölümlerine geçit denir.
Gel – Git: Ay’ın çekimi nedeniyle deniz sularının kabarıp çekilmesi
Gezegen: Güneş etrafında dönen büyük gök cisimlerine gezegen denir.
Gnays : Granitin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani metamorfize olması sonucu   oluşur.
Göktaşı : Yeryüzüne düşen meteor veya parçalarına göktaşı adı verilir.
Göl: Kara içlerindeki çukurlukları dolduran durgun sulara göl denir.
Graben: Yerkabuğunun faylanması, kırılması ile alçakta kalan kütleye denir. Ege Bölgesindeki Büyük ve Küçük Menderes, Gediz olukları birer grabendir.
Günberi: Dünya'nın, Güneş'e en çok yaklaşıp, yörüngede en hızlı döndüğü gündür. Dünya Günberi konumuna 3 Ocak'ta gelir.
Güneş: Güneş Sistemi'nin merkezinde yer alan yıldız.
Günöte: Dünya'nın, Güneş'ten en çok uzaklaştığı, yörüngede en yavaş döndüğü gündür. Dünya Günöte konumuna 4 Temmuz'da gelir.
-H-
Haliç: Gel-git olayının etkisiyle akarsu ağızlarında oluşan kıyılardır. Kuzeybatı Avrupa kıyılarındaki önemli limanlar buna örnektir. Yurdumuzda yoktur.
Habitat: Belli bitki ve hayvanların barındığı doğal ortam. Coğrafi açıdan ekvatoral ormanlar, ılıman kuşak vs gibi ana doğal birimlerin her biri bir habitat'tır.
Hamsin: Mısır'dan Akdeniz'in doğusuna doğru esen sıcak ve kuru rüzgardır.
Harita: Yeryüzü’nün ya da bir bölümünün, ya da bir gök cisminin belli bir ölçeğe göre küçültülüp bir zemine aktarılan izdüşümdür.
Hava: Atmosferi oluşturan gaz karışımıdır.
Heyelan: Özellikle eğimli yamaçlar boyunca gevşek bir kütlenin veya killi bir tabaka üzerinde bulunan bir kütlenin topyekün kayması.
Hidroloji : Suyun özelliklerini inceleyen bilim dalına hidroloji denir.
Higrometre: Nemliliği ölçen alete de higrometre denir.
Hiposantr: Depremin iç merkezi (odağı)
Hörgüç kaya: Farklı aşınma sonucu oluşan ve deve hörgücüne benzeyen kayalardır.
Horizon: Fiziksel ve kimyasal yönden değişik olan toprak katları. Üst horizon, alt horizon, A horizonu, B horizonu gibi.
Horst: Yerkabuğunun faylanması, kırılması ile yüksekte kalan kütleye denir. Ege Bölgesinde Bozdağ ve Aydın dağları, faylanma sonucu yüksekte kalan birer horsttur.
Humus: Bitki artıklarının toprakta birikmesiyle oluşan, koyu renkli organik maddeye humus denir. Humus, kayaların ufalanması veya ayrışmasında etkili değildir. Toprağa verimlilik kazandıran bir maddedir.
Hurrikan: Karayipler Denizi ve Meksika Körfezi ile yakınlarında türeyen tropikal burgaç fırtınasıdır.
-I-
Ilgım: Serap, özellikle çöllerde ve bozkırlarda, gerçeğe uymayan, az çok uzaklarda beliren su birikintisi yada gölcük, suda yansıyan ağaçlar ve evlerden oluşan ışıksal görüntü.
Irmak:  Çayların birleşmesiyle oluşan akarsulara ırmak denir.
-İ-
İklim: Bir yerde uzun bir süre boyunca gözlemlenen sıcaklık, nem, hava basıncı, rüzgar, yağış, yağış şekli gibi meteorolojik olayların ortalamasına verilen addır.
İmbat: İlkbahar sonlarında ve yazın özellikle öğleden sonra, denizden karaya doğru esen, akşama doğru dinen hafif rüzgar.
İyonosfer: Mor ötesi (ultraviyole) ışınlarının, molekülleri parçalayarak iyonlar haline getirdiği atmosfer katmanıdır.
İzostazi: Yerkabuğunun kütleleri ve yoğunlukları birbirinden farklı büyük parçaları (blokları) arasındaki denge durumuna izostazi denir.
İzobar: Eş basınç eğrisi.
İzohips: Eş yükselti eğrisi.
İzobat: Eş derinlik eğrisi.
İzoterm: Eş sıcaklık eğrisi.
-J-
Jeofizik: Yeryüzü’nde, Atmosfer’de ve Yer’in iç kesimlerinde yer alan fiziksel belirtileri, öbür gök cisimlerinin ve özellikle Güneş’in ve Ay’ın Dünya üzerindeki etkilerini inceler.
Jeoloji: Yerkürenin yapısını, yaşını ve özelliklerini araştıran bilim dalına yer bilimi jeoloji denir.
Jeomorfoloji: Yer'in yüzey şekillerinin tanımlanmasını ve oluşum süreçlerinin açıklanmasını konu edinen bilim dalıdır.
Jeosenklinal: Yeryüzündeki derin ve geniş deniz ve okyanus çanakları.
Jeoterm Basamağı : Yeryüzünden yerin derinliklerine inildikçe 33 m’de bir sıcaklık 1 °C artar. Buna jeoterm basamağı denir.
Jips (Alçıtaşı) : Beyaz renkli, tırnakla çizilebilen kimyasal tortul bir taştır. Alçıtaşı olarak da isimlendirilir.
-K-
Kalker: Deniz ve okyanus havzalarında, erimiş halde bulunan kirecin çökelmesi ve taşlaşması sonucu oluşan taştır.
Kapalı Havza : Sularını denize ulaştıramayan  havzalara kapalı havza denir.
Karayel : Türkiye’ye kuzeybatıdan esen soğuk rüzgarlardır. Kışın kar yağışlarına, yazın sağanak yağışlara neden olur.
Karstik Göller : Eriyebilen kayaçların bulunduğu yerlerde oluşan göllerdir.
Kaynak : Yeraltı sularının kendiliğinden yeryüzüne çıktığı yere kaynak denir. Türkiye’de kaynaklara pınar, eşme, bulak ve göze gibi adlar da verilir.
Kesir Ölçek: Haritalardaki küçültme oranını basit kesirle ifade eden ölçek türüdür.
Kırağı : Soğuyan zeminler üzerindeki yoğunlaşmanın buz kristalleri şeklinde olmasıdır. Kırağının oluşabilmesi için de havanın açık ve durgun olması gerekir.
Kırç :  Aşırı soğumuş su taneciklerinden oluşan bir sis uzun süre yerde kaldığında, su taneciklerinin soğuk cisimlere çarparak buz haline geçmesidir.
Kırgıbayır : Yarı kurak iklim bölgelerinde sel yarıntılarıyla dolu yamaçlara kırgıbayır (badlans) denir.
Kıta : Denizlerin ortasında çok büyük birer ada gibi duran kara kütlelerine kıta denir.
Kiltaşı (Şist) : Çapı 2 mikrondan daha küçük olan ve kil adı verilen tanelerin yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.
Kom : Ekonomik faaliyetin büyük ölçüde hayvancılığa dayalı olduğu aileler veya kişiler tarafından oluşturulan geçici yerleşmelerdir.
Konveksiyonel Yağış : Isınan havanın yükselerek soğuması ile oluşan yağışlardır.
Krater : Yanardağların püskürmesi sırasında mağmanın izlediği yola volkan bacası ve bunun ağzına krater denir.
Krivetz: Romanya’nın iç kesimlerinden Karadeniz kıyılarına doğru esen soğuk rüzgarlardır.
Kroki : Bir yerin kuşbakışı görünümünün ölçeksiz olarak düzleme aktarılmasıdır.
Kumsal : Kıyılarda dalga ve akıntıların taşıdıkları maddeleri biriktirmesi ile oluşan alanlara kumsal denir
Kumtaşı (Gre) : Kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.
Kumullar : Rüzgarların taşıdığı kumların çökelmesiyle kumullar oluşur. Gevşek yapıya sahip olan kumullar sürekli yer değiştirmektedirler. Orta Asya çöllerinde oluşan hilal biçimli kumullara ise barkan adı verilir.
Kutup: Yer ekseninin Yeryüzü’nü deldiği benimsenen iki noktadan her biridir. Kuzey ve Güney Kutup noktaları.
-L-
Lakolit: Yeryüzü’ne çok yakın bir derinlikte soğuyan magma kütlesi.
Laterit: Yarı nemli astropikal iklim bölgelerindeki sarımtırak kırmızı renkli toprak.
Lapya: Kalkerli yamaçlarda yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek açtıkları küçük oluklardır. Oluşan çukurluklar keskin sırtlarda yan yana sıralandığından yüzey pürüzlüdür. Büyüklükleri birkaç cm ile birkaç metre arasında değişir.
Lav: Yanardağ patlaması sırasında dışarı çıkan erimiş kayalardır.
Lejant:  Harita anahatarı ve işaretleri.
Linyit: Kahve renginden siyaha kadar değişen, çoğunlukla topraksı maden kömürüdür.
Litosfer: Taş küre.
Lös: Rüzgarların taşıdığı alüvyonik topraklar
-M-
Maden: Yeraltındaki değerli maddlerin çıkarıldığı insan yapımı kuyu.
Magma: Yerkabuğu’nun oldukça derin kesimlerinde bulunan erimiş kaya.
Mağara: Kalkerli arazilerde çatlaklar boyunca yeraltına sızan suların oluşturduğu büyük boşluklara mağara denir. Damlataş, Narlıkuyu, Düden, İnsuyu, Kızılin mağaraları en ünlüleridir.
Maki: Her mevsim yeşil kalan kısa boylu çalı ve ağaçlardan oluşan bitki örtüsüdür.
Mâr: Lav, kül, volkan bombası gibi maddeler çıkarmaksızın yalnız gaz püskürten bir tür volkandır.
Manto : Dünya'nın Litosfer ile çekirdek arasındaki katmandır
Matematik Konum : Dünya üzerinde bir nokta veya alanın yerinin belirlenmesi için, o noktanın Ekvator'a ve başlangıç meridyenine olan uzaklığının bilinmesi gerekir. Bunun için enlem ve boylam kavramlarından yararlanılır.
Örnek : Türkiye 36° - 42° Kuzey enlemleri, 26° - 45° Doğu boylamları arasında yer alır.
Meltem: Deniz kıyılarında, gündüzleri denizden karalara, geceleri ise karalardan denize doğru esen hafif şiddetli rüzgarlardır.
Menderes: Akarsu yatak eğiminin azalması, akarsuyun akış hızının ve aşındırma gücünün azalmasına neden olur. Akarsu büklümler yaparak akar.
Mermer : Kalkerin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması, yani metamorfize olması sonucu oluşur.
Meridyen: Boylam dairelerinin kutup noktalarıyla sınırlanan yarılarıdır.
Meteor: Gök taşı ya da göktaşı ya da meteor, uzaydan Dünya yüzeyine düşen maddelerin genel adıdır.
Meteoroloji : Atmosferin özelliklerini inceleyen bilim dalına meteoroloji denir.
Mezozoik Zaman: İkinci zaman.
Mezra : bazı ailelerin tarım alanlarının az olması, kan davaları gibi nedenlerle bulundukları sürekli yerleşmelerden ayrılıp daha uzak bir yere yerleşmesiyle oluşmuş yerleşmelerdir. Tarımsal faaliyetler hayvancılığa göre ön plandadır. Bir kaç  ev ve eklentilerden oluşan mezralar zamanla sürekli yerleşme haline gelebilir. Örneğin Elazığ, Harput’un bir mezrası iken zamanla büyüyerek kent haline gelmiştir.
Mistral : Fransa’nın iç kesimlerinden Rhone Vadisi’ni izleyerek Akdeniz kıyılarına doğru kışın esen soğuk rüzgarlardır.
Mutlak Nem (Varolan Nem) : 1m3 havanın içindeki su buharının gram olarak ağırlığına mutlak nem denir. Mutlak nem, sıcaklığa bağlı olarak, Ekvator’dan kutuplara doğru, denizlerden karalara doğru ve yükseklere çıkıldıkça azalır.
-N-
Nadas: Bir veya iki yıl ekim yapılan tarlayı, bir yıl boyunca birkaç kez sürüp boş bırakma yöntemidir.
Nem: Havadaki su buharıdır.
Nehir : Büyük ırmaklara nehir denir.
Nüfus: Sınırları kesin olarak belirlenmiş bir yerde, belirli bir anda yaşayan insanların toplam sayısıdır.
-O-
Oba: OGöçebelerin konaklama yeri.
Obruk: Baca veya kuyu şeklinde, keskin köşeli, derin çukurluklara obruk denir.
Oğlak Dönencesi: Güney yarımküre’de 23’ 27’ lik paralel dairedir.
Okyanus: Kıtaları birbirinden ayıran engin, açık denizlerdir. Yeryüzünün yaklaşık üçte ikisini (%70) kaplarlar ve bu alanın yaklaşık yarısında su seviyesi 3000 metrenin üzerindedir. Büyük su kütlesi demektir.
Orman : Büyüklü küçüklü çeşitli özellikteki ağaçların oluşturduğu bitki örtüsüdür.
Orojenez (Dağ Oluşumu) : Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma hareketleriyle yükselmesi olayına dağ oluşumu  ya da orojenez denir.
Orografik Yağışlar : Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan yağışlardır.
Otlak : Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yerlerde hayvanların otlatıldığı alanlara otlak denir.
Ova : Çevresine göre çukurda kalmış geniş düzlüklere ova denir.
-Ö-
Ölçek: Harita ve planlarda, herhangi iki nokta arasındaki uzaklığın Yeryüzü’ndeki gerçek uzaklığa oranıdır.
Özel Konum : Dünya üzerindeki bir yerin çevresine, denizlere, yer şekillerine, anayollara, geçitlere ve komşularına göre konumudur
-P-
Paleozoik Zaman:  Birinci Zaman.
Paleontoloji : Fosilleri inceleyen bilim dalına paleontoloji denir.
Pampa: Arjantin’de hiçbir bakımdan bir birlik ve bütünlük sağlayamayan büyük bir bölgenin adıdır.
Paralel Daireler: Ekvator’a paralel ve dolayısıyla yerine eksenine dikey olan küçük dairelerdir.
Peneplen: Geniş arazi bölümlerinin, akarsu aşınım faaliyetlerinin son döneminde deniz seviyesine yakın hale indirilmesiyle oluşmuş, az engebeli şekle peneplen (yontukdüz) denir.
Plato : Akarsu vadileriyle derince yarılmış düz ve geniş düzlüklerdir.
Polye : Karstik yörelerdeki genişliği birkaç kilometre olan, uzunluğu 20-30 kilometreyi bulan, hatta geçebilen ova görünümlü büyük karstik çukurlara polye denir.
Poyraz : Kuzeydoğudan esen rüzgâr çeşidi. Kışın kar ve soğuk getirir. Deniz hafif çalkantılı ve dalga üstünde beyaz köpükler olur.
Projeksiyon : Dünya'nın küreselliği nedeniyle, haritalarda ortaya çıkan hataları en aza indirmek için çeşitli yöntemler kullanılır. Bunun için yerkürenin paralel ve meridyen ağının belirli kurallara göre düz bir kağıda geçirilmesi gerekir. Bu sisteme projeksiyon denir.
-R-
Resif: Deniz yüzüne çıkmış kayalık. Mercan resifleri.
Riya: Akarasu vadilerinin aşağı bölümlerinin deniz suları altında kalması sonucunda oluşan az çok uzun ve geniş deniz girintilerinin bulunduğu kıyı tipinin adıdır.
Rüzgar: Hava kütlelerinin yatay yöndeki hareketlerine rüzgar denir.
-S-
Samanyolu: Çok sayıda yıldızlardan ve Güneş’ten oluşan galaksiye Samanyolu denir.
Sarkıt-Dikit : Kalsiyum karbonatça zengin suların mağara tavanından sızarak içindeki kirecin tavanda birikmesidir.
Savan: Savan ya da savana tropik yağmur ormanları ile kuru çöller arasındaki geçiş bölgesinde yer alan geniş çayırlara denir.
Seki (Taraca): Yatağına alüvyonlarını yaymış olan akarsuyun yeniden canlanarak yatağını kazması ve derinleştirmesi sonucunda oluşan basamaklardır.
Sel: Yükse derecede nemlilik ve kar sularının erimesi sonucu birim alana düşen aşırı yağış.
Şemosfer: Atmosferin stratosfer ile İyonosfer arasındaki katmanıdır.
Sıcaklık: Sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde havanın nem alma kapasitesi de yüksek olduğu için buharlaşma artar, düşük olduğu yerlerde ise buharlaşma azalır.
Sırt : İki akarsu vadisini birbirinden ayıran ve birbirine ters yönde eğimli yüzeyleri birleştiren yeryüzü şeklidir. Sırtların üzeri düz olabileceği gibi keskin de olabilir.
Sirk buzulu : Dağların tepesindeki ve yüksek yamaçlardaki küçük çanaklarda yeni oluşmaya başlayan buz türüdür.
Sismograf : Depremin süresi ve şiddetini ölçen alete sismograf denir.
Siyenit :  Yeşilimsi, pembemsi renkli iç püskürük bir taştır. Adını Mısır’daki Syene (Asuvan) kentinden almıştır. Siyenit dağılınca kil oluşur.
Step: Kıtaların iç bölgelerinde yağış miktarı 500-300 mm’ye düştüğü zaman ormanlar yerini otsu bitkilere, çalılara bırakır buna bozkır (step) denir.
Strastofer: Troposferin üstündeki atmosfer katmandır.
Su: Kohezyon kuvvetine sahip renksiz, kokusuz ve tatsız sıvı bir bileşiktir.
Süpernova: Enerjisi biten Büyük Yıldızların şiddetle patlaması durumuna verilen addır. Bir süpernovanın parlaklığı Güneş'in parlaklığının yüz milyon katına varabilir.
-T-
Taraça: Yatağına alüvyonlarını yaymış olan akarsuyun yeniden canlanarak yatağını kazması ve derinleştirmesi sonucunda oluşan basamaklardır.
Tebeşir: Derin deniz canlıları olan tek hücreli Globugerina (Globijerina)’ların birikimi sonucu oluşur. Saf, yumuşak, kolay dağılabilen bir kalkerdir. Gözenekli olduğu için suyu kolay geçirir.
Tektonik Göller:  Yerkabuğunun tektonik hareketleri sırasında oluşan çanakların su ile dolması ile oluşmuş göllerdir.
Tepe: Bir doruk noktası ve onu çevreleyen yamaçlardan oluşmaktadır.
Termik Basınç: Dünya'nın küreselliği nedeniyle ısınma ve soğumaya bağlı oluşan basınçlardır.
Ters Alizeler: Ekvator’dan (TAB), 30° enlemlerine (DYB) doğru esen üst rüzgarlardır.
Topoğrafya Haritaları: İzohips (eş yükselti) eğrisi yöntemi ile yapılır. Araziyi ölçekleri oranında ayrıntıları ile gösterirler..
Traverten:  Kalsiyum biokarbonatlı yer altı sularının mağara boşluklarında veya yeryüzüne çıktıkları yerlerde içlerindeki kalsiyum karbonatın çökelmesi sonucu oluşan kimyasal tortul bir taştır.
Troposfer: Atmosferin, yeryüzüne temas eden, alt bölümüdür.
Tsunami: Okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem
Turunçgil: Portakal, mandalina, greyfurt, turunç ve limon bitkilerine genel olarak turunçgil denir.
                                                                          -U-
Uvala: Genişleyip, derinleşen dolinlerin birleşmesiyle oluşan, dolinlerden daha büyük çukurlardır
                                                                          -Ü-
Üçüncü zaman: Günümüzden 3 milyon yıl önce sona ermiş eski dnemlerden birine ait olan  zamandır
                                                                          -V-
Vadi: Akarsuyun çıktığı kaynaktan ağıza doğru inerken sürekli bulunan derinliklerdir
Volkanizma: Yerin altındaki magmanın hareketi sonunda lavların yüzeye çıkması durumu
Volkan konisi: Lav kül gibi maddelerin üst üste birikmesiyle oluşan volkanik tepe
Voyager: 1977 de uzaya giden uzay aracı
                                                                          -Y-
Yağış: Havanın içindeki nem miktarının buharlaşarak yeryüzüne su olarak dönmesi
Yamaç: Dağın kenarında düz alana göre daha yüksek ve engebeli kalan yer
Yarma vadi: Akarsuyun boğazın ortasını derine aşındırması sonucunda sonucunda oluşan vadi tipi
Yerel saat: Güneşin gökyüzündeki konumuna göre belirlenen saat
Yeryüzü: Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler
Yer haritası: Bir yere gitmek için yol gösteren rehber
Yörünge düzlemi: Ekliptik
                                                                           -Z-
Zoocoğrafya: Hayvan coğrafyası, hayvanların doğal ortamını inceleyen bilim